Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

29 Eylül 2012 Cumartesi

İki Kişilik Yalnızlığım..

Yalnızlık....Gökteki dolıunay kadar aydınlık işte yanı başımda..Ama artık çok başka manada.
Sen varken yalnız kalırdım ben bazen. İsterdim. Ya da sen...
Bu gece de yalnızım yine, seninle birlikte.
En sevdiklerin söylüyorlar bana; "acı gerçekler" diyorlar "dertler benim olsun" diyorlar, "kaderimin oyunu" diyorlar, "benzemez kimse sana" diyorlar,  "yarim senden ayrılalı" diyorlar ..
Kısıyorum seslerini, sen öyle güzel eşlik ediyorsun ki çünkü sevgilim.. Sesini duyuyorum derinden. O güzel yüzündeki en hissiyatlı ifadeyi görüyorum.
Bütün gece birlikte oturuyoruz işte, en sevdiğimiz rakı kadehi elimizde.
Özensiz insanların dünyasına inat yaşattığımız tüm mutlu farkındalık anları için şükrediyorum sana, beni bulutlarda yaşatan o eşsiz varlığına..
Gözlerinin yeşili bugün daha parlak sanki.Dolunaydan mı ki acaba sevgilim?
Seni, sensiz yaşamayı öğreniyorum sevgilim.
Sensiz kurduğum bu ev içindeki her ayrıntıya seni yerleştirirken başladım ben iki kişilik yalnızlığıma.
Ne kadar süreceğini bilemediğim, her günü azap haline gelirse, savunduğun tüm yaşama olgusuna dair inanışlarına aykırı olurum korkusuyla tutunmaya çalışıyorum arta kalan hayata.
Acı olgunlaştırıyor sevgilim. Dinsin istemiyorum. Yokluğunu en derinden hissettiğim her anda içimde yanan ateşin beni kor haline getirene kadar kavurması ayaklarımı daha da sağlamlaştırıyor sanki bastığım her metrekarede.
Al işte " neden geldim istanbula" diyor arkada erkan amca. "Gelmez olaydım, görmez olaydım" mıydı acaba gerçekten sevgilim?
Her başucuna geldikten sonraki dönüşlerim sensizliğe bir yolculuk gibi geliyorsa da başta, bu şehirdeki anılar buram buram sen kokarken, seni gözümün önüne bu kadar net getirirken, daha da zor olmayacak mı vazgeçmek..
Özlem, seni hissetmek için delirircesine bedenini arzularken ıssız gecemde, kalbimi korkulacak bir hıza koşturuyor.
Korkmuyorum sevgilim. Ne kalbimin hızından, ne yalnızlığımdan..
Tek korkum, sana uzanan yolun kestirmesini kaçırmak..
Yalnız değilim sevgilim.
Sensiz kalabileceğim bir gezegen yok bu evrende.!










26 Eylül 2012 Çarşamba

Bir gün o da gidecek.. Hem de "lütfen sen gör ben dayanamam, bakamam" diye diretmeme ragmen,  onu da ellerimle vereceğim ne olduğunu bilemediğim başka diyarlara..
O kadar masum ki.. İnsanları sevemediğim kadar sevilesi..
Hayatta durmak istemediğim kadar hayatta oluşuma muhtaç..
Seni görüyor! biliyorum..Geliyorsun, seviyorsun onu. Ben? Dokunuyor musun bana da?
Hissetmek istiyorum ben de, görmek istiyorum sevgilim seni..O kadar özledim ki her halini.
Bazen sırf o görür diye ayırmıyorum gözümü üstünden.. Belki diyorum bir umut... ben de ...
Ayrılmak istemiyorum, onu yalnız bırakmak istemiyorum, onun değil kendi yalnızlığımdan korkuyorum..
Bir gün o da gidecek biliyorum.
Gitmesin!




30 Temmuz 2012 Pazartesi

Peki ya dost dediklerimiz..?

Aşkımm,
Bazen çok kızardın, öfkelenirdin ama yine de "dosttur" derdin "alttan alırım" derdin, indirirdin yelkenlerini..
Acaba bu günleri mi bilirdin? İçine mi doğardı en dost sandığımız bizi hiç aramayacak, biz savaşırken yokluğunda, gelip elimizi bir kez bile tutmayacak..
Sen olsan yapmazdın ki aşkım, dostun gitse geridekileri bagrına basardın, benimsin derdin, bırakmam seni derdin.
Basıp gitmezdin ki gezmelere, ilk günden bizden koptuğu topraklarda bir hamak fotoğrafı yayınlamazdın ki..sanki yüreklerin nasıl yanacağını bilmeden.
Sokmazdın ki en mutlu fotoğraflarını sevdiklerinin gözüne gözüne..
Ha sakın yargılıyorum sanma üzülmüyor diye. Eminim ki düşünüyor, üzülüyor, belki kahroluyor yokluğuna.. "dosttur" çünkü o, o da sevmiştir seni her halinle.
Ama "dost"; bir iki kere nasılsın diye telefonun bir ucundan sormaz bugünde el gibi, ruhen varlığımı hissederler diye düşünerek değil, fiziken tutar, kaldırır düştüğü yerden sevdiğini. Gerekirse sırtına alır, yine de bırakmaz. 
Öfkelenmek böyle zamanda doğru değildir dedim hep, ama baktım ki benim içimdeki yangınlar meğersem diğerlerine çoktan sıçramış, annemiz-babamız-kardeşimiz de o kıvılcamlardan içten içe nasibini almış.
İçim çok acıdı aşkım. Salih yapmazdı böyle diye çok içim acıdı..Bazen kalabalıklar içinde ne kadar yalnız kaldığını görürsün ya.. Biz senle yalnızız askım.
Ailemiz var hep başucumuzda, ama hayat birilerinin varlığına yaslanıp ayakta durmamızı kolaylaştıracak kadar  hoşgörülü değil. Benim en büyük duvarımdın sen, ne kadar yaslarsam sırtımı o kadar güvendeyim dediğim. Ama aldı seni benden işte, yıkıldı duvarlar.. Senin hayata karşı koyuşunu öğretmeseydin bana da yıkılan duvarla bende düşerdim, duramazdım ki ayakta..
Bundan sonra da hep böyle aşkım, kalbim sana yaslansa da, zihnim ve bedenim tek başına dimdik ayakta..Hiç meraklanma, bugün yanımızda olmayanların bundan sonra da yokluğu beni üzmeyecek.
Sen yok olduktan sonra başka yokluk da neymiş ki..
Gel artık geceleri, çok özledim seni.

 


19 Temmuz 2012 Perşembe

2.Evlilik Yıldönümümüz kutlu olsun sevgilim...

Sevgilimm,
İki yılımızı devirdik geçtiğimiz gün...sadece kagıt üzerinde... oysa 10 yıldır bir değil miydi bizim kalbimizde, nefesimizde..Ben nasıl nefes alıyorum şimdi peki? Bazen gücümden korkuyorum aşkım, nasıl dimdik durabiliyorum hala, neler yapıyorum sensiz bir hayat adına..
"Ev"imiz yok artık, "ev"im var. Tek başıma gidip oturacağım, hayallerine sarılacağım, kokun burnumda yaşayacağım bir "ev"im. Onunla uğraşıyorum düşünsene, sensiz bir ev dizayn ediyorum ellerimle..Bu nasıl bir güçtür aşkım, çok korkuyorum..
İzliyor musun beni, yakınlarımda mısın acaba diye çok heyecanlanıyorum bazen..Dokunuşunu hisseder miyim diye sessizce bekliyorum geceleri. Niye gelmiyorsun sevgilim? Göz yaşların dinince gelecek diyorlar, içime akıtırım ben sen yeterki gel..
Artık bir psikiyatrım da var.. Anlattım olanı biteni, seni ellerimden nasıl kaybettiğimi..Senin için hiç birşey nasıl yapamadığımı...Dinledi bir süre, "geçmeyecek acın" dedi en net haliyle..Geçmeyecek sevgilim...
Özlem gün geçtikçe yakıyor yüreğimi.
Bu yıldönümümüzde çok özel bir yere götürecektin beni söz vermiştin ya hani...Üzülme sakın bunun için olur mu sevgilim, benim için en özel yer hep senin yanın oldu çünkü...Nice mutlu yıllara sevgilim diyebilseydim, öpseydin beni, sarılsaydın sımsıkı yeterdi ki bana, hep yetti ki zaten, hep yettin ki bana sen..
Çok özledim kokunu, tenini, boynuna yasladığımda kafamı, yaşadığım huzuru..
Çok özledim seni aşkım...
İyi ki aşık oldum sana, iyi ki evlendik, iyiki gelinin oldum senin..İyi ki yaptık evimizi, iyi ki gittik hep denizlere, iyi ki sevdik bu kadar, iyi ki müzik dinledik bolca, iyi ki film izledik, iyi ki bir kediyi ikimiz de çok sevdik, iyi ki dostlar edindik, iyi ki bana dünyanın en lezzetli yemeklerini yaptın, iyi ki çok güldük, uyuyamadık bu yüzden yataklardan düştük bazen, iyi ki birlikte ağlayabildik, iyi ki hep konuşabildik, iyi ki ben bağırırken sen gülebildin, iyi ki sporu sevdik, iyi ki bisikletlerimiz oldu, iyi ki ailelerimizi aile yapmayı başarabildik, iyi ki hergece elele uyuduk, iyi ki hep öptük birbirimizi, iyi ki seni seviyorum demeyi hep bildik, iyi ki balık tutmayı öğrettin bana, iyi ki balık sevdik çok fazla, iyi ki sokaklarda fink atmaktansa evimizde olduk bolca, iyi ki playstation oynadık saatlerce ellerimiz ağrıyana kadar, iyi ki karşılıklı birer kadeh içmeyi bildik, iyi ki bir Adamız oldu, iyi ki her fırsatta sıgındık oraya, iyi ki muhteşem şaraplar içtik, iyi ki sarhoş olduk, iyi ki birbirimize şımarabildik, saçmalayabildik, iyi ki kimsenin anlayamayacağı bir dünyamız oldu seninle, iyi ki birlikte büyüdük, iyi ki aşk acısı çektik, iyi ki bana soğan nasıl doğranır öğrettin, iyi ki mutfakta birlikte yemek hazırlayabildik, iyi ki her mutlu-mutsuz-gülünç-tuhaf-korkunç-heyecanlı anımızda hemen aynı anı yaşayabilsin diye aradık birbirimizi, iyi ki sevdik aşkım, iyi ki...Bitmez ki "iyi ki"ler..Hayatımın aşkısın bitmez ki..
Tek keşkem var seninle ilgili; gitmeseydin sevgilim, daha dolduracak çok "iyi ki" miz, nice yıldönümlerimiz, çok planlarımız, umutlarımız, belki bir bebeğimiz..
Seni çok özledim aşkım..Bir arada olacağımız gün için yaşıyorum...
Sonsuza kadar seni çok seviyorum...







30 Haziran 2012 Cumartesi

Kaybettigim sevgilime...

Askim, bugun sensiz gecen 16. Gun...bir gece bile sensiz uyumaya tahammulum yokken tam 15 gecedir sensiz gecicek bir omur icin koyuyorum kafami yastiga; uykusuzluga, yalnizliga...
Nasil olcak bundan sonra? Bilmiyorum... Bu aci diner mi? Bilmiyorum... Seninle kendimi buluyordum, bundan sonra kaybolur muyum? Bilmiyorum...
Askimm, seni cok ozledim, cok..
Son nefesine kadar tuttum elinden gitme dedim, birakma beni dedim, daha yapacak cok seyimiz var dedim, dayann dedim. Dayanamadin sevgilim. Cok mu fazlaydin bu hayata? Cok mu mutluyduk bu hayat icin? Bilmiyorum...
Biz birlikte buyuduk, birlikte yaslanmaya evet demek icin topladik sevdiklerimizi biraraya. Hani burusmus ellerimizle bile birakmayacaktik birbirimizi? Nasil yasarim ben simdi??
Eve varmak icin acele ettik hep, huzur doldurmustuk cunku icine, mutluluk doldurmustuk her metrekaresine...nasil yasarim ben simdi?? Askimm, seni cok ozledimm...
Her gun bu ruyadan uyancak miyim diye bekledim, her sabah gozumu actigimda yanimda misin diye heyecanla baktim yanima. Yoksun sevgilim.hic kimse inanamazken ben inanmak zorundayim yokluguna.
Elele uyurduk ya biz sevgilim, nasil uyurum ben simdi??
Evimize gittim, esyalarini kokladim, kedimize artik geri gelmeyecegini anlattim. Agladi, o agladi, ben agladim sevgilim.
Bana durup dururken, ben olsem ne yapicaksin derdin hatirliyorsun degil mi, aglatirdin beni...2 gun aglarsin gecer canim derdin ustune, gecmiyor sevgilim, hergun daha cok aciyor icim, her gun daha cok agliyorum icin icin... Askimm, seni cok ozledim, cok...
Hayatimin aski dedim sana hep, hep de oyle olacaksin...askin yakistigi en guzel insansin.
Herseyi hizli hizli yaptin sen sevgilim, ufacik hayatina kocaman bir yurek sigdirdin, bir kapi araladin beni iceri aldin ve ben seninle orda kaldim sevgilim. Her nereye gittiysen, bil ki hep yanindayim. Bil ki yasam sana ulasmak icin bana bos bir zaman.
Denizden uzak kalmayalim istedin ya hep, bulalim bir yolunu gidelim istedin, oralar istedigin gibi degil mi sevgilim? Anlat bana! İyiyim de! Sen merak etme, hep birlikteyiz zaten de! Yol goster bana sevgilim, her zaman yaptigin gibi, konus benimle, sonra sen bilirsin yinede de...
Annen, baban, kardesin; annem, babam, kardesim benim. Arkanda kocaman bir aile biraktin, her gun seni dusunen, senin icin kenetlenen.
2 gun sonra dogumgunun. "bana cook guzel bir pasta al evde birlikte kutlayalim, sadece ikimiz" demistin. Yarin yanindayim sevgilim, istedigin gibi pastani alip gelecegim. Aldigim her nefesim senin icin oldugu gibi, bir parcayi senin icin yiyecegim. Ne hediye alacaksin bir kopya ver diye cocuk gibi heyecanlaniyordun herzamanki gibi, seni cok mutlu edecek birsey dedim ama her sene yaptigim gibi son ana kadar suprizi korumaya niyetliydim. Hani dinlerken gozumuzden yas gelirdi ya, sesi icimizi yakardi...klarnet alcaktim sana sevgilim. Eminim her yaptigin seyi mukemmel yaptigin gibi onu da ogrenecek, daha cok asik edicektin beni kendine...
Bana son gecemizde, seni bu tatilde daha da cok sevdim, nasil oluyor bunca yildan sonra dedin ya...bu sevgi hic bitmeyecek sevgilim, seni hergunumde daha cok sevecegim, sevecegim ki hissedecegim, hep yanimda oldugunu bilecegim.. Sonsuza kadar seni seviyorum askim.

17 Mart 2012 Cumartesi

Konusuz

Uzun zamandir ilk yazimi yazmak icin zaman kolluyordum...Karşimda deniz, icimde kocaman bir huzuru bulmusken sirasidir dedim.. Ama sanmayin ki; bunca zaman beklemis, artik muhtemelen ortaya cok dusunulmus, kurgulanmis bir yazim gelecek...
Basliktan da anlayabileceğiniz gibi "konusuz" dur yazacaklarim...
En azindan simdilik...
Yaklasik 2 hafta once sevgili esim en buyuk sevdasi "serbest dalis" icin bir kurs oldugunu ve bodruma gideceğini soyledi..
Sonuc : 2 gundur o dalista, ben ise bodrum sokaklarinda bir basima:)
Yalnizlik bu kadar mi keyif verir insana?
Gundogandayiz..gercekten gun bir guzel doguyor buralarda.. Sevgilimle guzel bir kahvalti ardindan onu ugurluyorum ve otelin tamamen camlarla cevrilmis denize karsi spor odasinda sporumu yapiyorum, sonra deniz kenarinda ufak bir yuruyus ve kahvem esliginde gazete keyfi..ve otelimizin bulundugu yerden minibuse atlayarak hakkinda sarkilar, siirler yazilan bodruma iniyorum..sirtimda cantam ve boynumda fotograf makinamla heryerde turist zannediliyorum.. Pek de haksiz sayilmazlar, gordugum bir limon agacina bile ilk defa agac goruyormus gibi bakan, turist kafilesine katilip bodrum kalesine cikmak icin heyecanla bilet alanin bir turk kizi oldugunu tahmin edemezler tabi...Bodrumu boylesine sevmeme neden olan canim arkadasim Nilay Pinar Yucedag ile kaleye karsi birbirinden leziz alkollu icecekler tukettigimiz yeri ariyorum ilk gun, girdigim yerlere bir daha giriyorum, ufugunda deniz gorulen her ufak sokaga merakli kediler gibi once cekinerek sonra hizla giriyorum..Ve bingo.. Sonunda kulagima gelen muzigi koklayarak(!) ilerliyorum dar sokagin icinde... Bira ve kofte istiyorum, her halinden ogrenci oldugu anlasilan, kibar ama samimi garsondan..Birayı ben, köfteyi ise yanıbaşımdaki kediler afiyetle tüketiyor :) Baslamayi sanki burasi icin erteledigim Kurk Mantolu Madonna kitabimi aliyorum elime..gunes cekilmese, ruzgar icimi titretmese, sanirim zamanin ilerlemis olabilecegini anlayamayacagim...artik sevgiliye gitme vakti, butun bu guzellikleri onun kollarinda sonlandirmak belki de keyiflerin en guzeli...
Yarin veda ediyoruz bu keyfe, sadece gecici bir sure...ilk firsatta yeniden toplayacagiz cantayi denizlere, guzelliklere...